Ahmet Çetinsaya; Yeşile Karşı Değilim Mağduriyetimin Giderilmesini İstiyorum!

Röportaj Yayın: 10 Temmuz 2019 - Çarşamba - Güncelleme: 10.07.2019 14:45:26
Editör - Yılmaz Bacacı
Okuma Süresi: 22 dk.
Google News

07 Temmuz 2019 tarihinde “Bülent Kerimoğlu Yeşili Sever” başlıkla yayınladığım yazı sonrası konunun muhatabı olan Ahmet Çetinsaya, telefonla arayarak ciddi anlamda mağduriyet yaşadığını ve konunun kamuya yanlış aktarıldığını söyleyip, belgelerle açıklama yapmak istediğini belirtti. Ofisinde buluştuğumuz Çetinsaya’yla olayın iç yüzünü ve yaşananları belgeleriyle anlattığı bir söyleşi gerçekleştirdim. 

 

Sayın Ahmet Çetinsaya, sağlık merkezi alanınızın yeşil alana dönüştürülmesiyle ilgili mağduriyet yaşadığınızı söylüyorsunuz, yeşil alana karşı mısınız, ya da sizi mağdur eden durum nedir?

Yılmaz bey ben belediye başkanlığım döneminde de yaşamım süresince de hiçbir zaman yeşile karşı olmadım, olmamda. Ben size söz konusu yerin tarihçesini belgeleriyle aktarayım nasıl bir mağduriyet yaşadığımı göreceksiniz. 1199 ada 2 parsel taşınmaz Ataköy 6.7.8 kısım olarak görülüyor. Buranın mevcut planları Atrium dahil olmak kaydıyla 20 Mart 1989 yılında yapılmış planlar. 1/1000’lik planlara göre yapılmış uygulama planlarıdır. Burası yaklaşık 695 bin 778 metre kare bir arazidir. Bu planlar dahilinde sağlık arazisi bulunmadığı gerekçesiyle mevcut arsa 3 bin 200 metre kare planlara sağlık merkezi alanı olarak planlara işlenmiş. Ayrım çapı şekline adlandırılan konut alanı, iş alanı gibi burası da sağlık merkezi arsası olarak ayrılmış. O dönemde planları Emlak Bankası yapmış. Söz konusu arsayı da sağlık merkezi olarak planlara işlemişler. Sizde bilirsiniz ki tapuda nitelik bölümlerinde açıklamalar yazılır. Bu genelde ev, arsa, şeklinde belirtilir. Emlak bankası yetkilileri ileride bu arsanın sağlık merkezinden çıkarılabileceği endişesini yaşamış olmalılar ki tapuya da sağlık merkezi açıklamasını kayıt etmişler. Böyle bir açıklama hiç bir tapu senedinde bulunmaz. Kısacası niteliği sağlık merkezi arsası olarak tescillenmiş. Aradan geçen yıllarda bu arsa munzam vakfına satılmış. O dönemlerde de bazı özel hastanelerle görüşmeler yapılıp vakfa gelir sağlamak amaçlı hastane yapılması da gündeme gelmiş.

 

Durum böyleyken neden sağlık merkezi alanı yeşil alana dönüştürüldü?

2003 yılında Ataköy de ilk 1/5000’lik planlara yapılmış. Planlar yapılırken söz konusu arsa da yeşil alana alınmış. Vakıf yetkilileri bu durumu fark edince Sağlık Bakanlığı’na konuyla alakalı görüş almak için bir yazı yazmış. Sağlık bakanlığı cevaben 2005 yılında İBB ve Bakırköy Belediye Başkanlığı’na bir yazı yazmış. Söz konusu bölgede bakanlık olarak sağlık birimi ihtiyacımız olduğundan söz konusu arsanın sağlık alanına alınmasının yanında listede mevcut sağlık alanlarının da korunması ve sonucundan tarafımıza bilgi verilmesi şeklinde gereğinin yapılması demiş. 2005 yılı döneminde görevde bulunan belediye yetkilileri 1/1000’lik planlarda revizyona giderek sağlık bakanlığı yazısı da baz alınıp söz konusu arsa yeniden sağlık alanına dönüştürülüyor. 15 Nisan 2011 yılında İBB meclisi bu planı oy birliği ile onaylıyor. Bu onaylama sonrası yapılan değişiklik düzenlemesi 1/5000’lik planlara işlenmemiş. Oysa işlenmiş olsaydı şuan yaşanan problem yaşanmayacaktı.

 

Arsanın imar durumunu araştırmadan mı aldınız ki mağduriyet yaşıyorsunuz?

Ben söz konusu arsayı almak istediğimde ilk olarak Bakırköy Belediyesinden imar durumunu öğrenmek istedim. Belediyenin ilgili birimleri bana arsanın sağlık alanı olduğunu söylediler.

 

Sayın Çetinsaya, arsanın durumunu yalnızca Bakırköy Belediyesinden mi sordunuz? İBB’den araştırmadınız mı?

Yılmaz bey bu tür durumlarda arsanın yer aldığı ilçe belediyesine güvenir insanlar. Kimse İBB’den binanın ya da arsanın durumunu sorgulamaz. Kim ya da kimler ne amaçladır bilmem arsanın 1/5000’lik planlarda yeşil alan olduğunu öğrenmiş ve mahkemeye dava açmışlar. Sonuç ortada. Mahkeme doğru karar vermiştir. 1/5000’lik planlarla 1/1000’lik planlar bir biriyle çelişkili olduğu için mahkeme doğru olanı yapmıştır. Bu gelişmeler sonucunda Bakırköy Belediyesi burayı yeşil alana dönüştürmek için meclis kararı alıyor.

 

Bu durumda Bakırköy Belediye Meclisinin arsayı yeşil alana dönüştürmesinde de sakınca yok sanırım. Belediye Doğru karar almış.

Eğer söz konusu parseli yeşil alana dönüştürmeseydi burası plansız alan olarak kalacaktı. Sonrasında da Bakırköy Belediyesi burası için yeni bir plan yapmak durumunda kalacaktı. Ben mahkemenin aldığı karara saygılıyım. Bakırköy Belediyesi de aldığı kararın arkasında duracaksa burayı istimlak etmek durumundadır. Mağdur edilmeden istimlak edilmesine de razıyım. Plan değişikliğine gidilmesine de razıyım. Bununla birlikte arsamın değeri kadar bir başka arsayla takas edilmesine de razıyım. Açıkça söylemek gerekirse Bakırköy Belediyesi imar planlarına güvenerek aldığım sağlık alanı olan arsayla ilgili mağduriyet yaşamak istemiyorum.

 

Arsanın yeşil alan olarak kalmasını ister misiniz?

Bakırköy Belediyesinin ekonomik olarak bu arsayı alıp, yeşil alana açması bu iş için de ciddi bir bedel ödemesi, hele yeşili en bol ilçe olarak ve yeşilin de en çok olduğu ayamama deresinin kenarında ki bu arsaya bedelini öderim diyorsa, bedelini ödesin yeşil alan olarak kalsın.

 

Bu aşamadan sonra nasıl bir yol izleyeceksiniz?

Yılmaz bey şu gördüğünün ifraz paftasının haritasıdır. Söz konusu yer de ifraz paftasında sağlık merkezi arsası (ifraz paftası; tarla halinde bir alanın parselasyonunun yapılmasıdır) olarak belirlenmiş bir yerdir. İfraz paftasına bakıldığında hiçbir yer için ayrıcalık tanınmamış. Sadece arsa olarak kayıt altına alınmıştır. Yeşil alan, kültür merkezi alanı, eğitim alanı gibi yerler belirlenmiş. Yılmaz bey, konuyu size belgelerle aktarıyorum. İfraz paftasında sağlık merkezi arsası, tapu senedinde sağlık merkezi arsası açıkça belirtilen arsamın yeşil alana dönüştürülmesi birilerini mutlu ediyorsa bilemem. Ancak konu beni ciddi anlamda mağdur etmektedir. Tüm yaşanan gelişmelerin mağduru olduğum halde bir takım yazılarla beni, ya da bu karar alınırken muhalif olan, çekimser kalan kişilerin bu işin haksızlık olduğunu yanlışlık olduğunu mağduriyet yarattığını ifade eden insanlara karşı da bir kamuoyu oluşturulmaya gayret ediliyor. Olayın iç yüzünü bilmeden algı yaratmak haksızlıktır. O nedenle sonuna kadar hukuki haklarımı arayacağım.

 

Yılmaz BACACI




#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.