Gülsüm İldeniz’den dikkat çeken bir yazı

Günümüzde ilişkiler biçim değiştiriyor; artık sadece evlilik değil, birlikte yaşama modelleri de daha görünür ve yaygın hale geldi. Ancak bu iki ilişki biçimi; sadece bir tercih değil, aynı zamanda farklı beklentiler, sorumluluklar ve sonuçlar da doğuruyor.

Evlilik, toplumsal olarak tanımlanmış, hukuki güvencelere sahip ve resmi bir birlikteliktir. Eşler, sadece duygusal değil; aynı zamanda sosyal, ekonomik ve hukuki sorumluluklar da paylaşır. Toplumda kabul görmesi, çocukların haklarının güvence altında olması ve kriz anlarında yasal düzenlemelerin devreye girmesi önemli avantajlardır.

Birlikte yaşamak ise daha esnek, bireysel alanlara saygı duyulan ama aynı zamanda belirsizlikleri de içinde barındıran bir ilişki modelidir. Taraflar arasında açık iletişim ve net sınırlar kurulmadığında, duygusal yükler tek tarafa yığılabilir; ilişki, ciddi bir emek verilmesine rağmen yasal ve toplumsal anlamda “görünmez” kalabilir.

Her iki ilişki biçiminde de şu temel değerlere ihtiyaç vardır:

Karşılıklı saygı

Açık ve dürüst iletişim

Sorumluluk bilinci

Sadakat ve güven

İlişkiyi birlikte inşa etme kararlılığı

İlişkinin adı ne olursa olsun, önemli olan “birlikte olmayı gerçekten seçiyor musunuz?” sorusuna verdiğiniz samimi cevaptır.

Unutmayın: Adı evlilik de olsa, birlikte yaşamak da olsa; emek verilmeden, sınırlar çizilmeden, duygular beslenmeden hiçbir ilişki sağlıklı sürdürülemez.

Sosyolog & Aile Danışmanı

Gülsüm İldeniz