Kerimoğlu Vatandaşa Sesleniyor; “Gel Ulan Buraya”
Bakırköyspor Vakfı yıkım çalışmaları esnasında yaşanan elim bir kaza sonucu yaşamını yitiren Mustafa Yılmaz tüm Bakırköylüleri yasa boğdu. Konuyla ilgili ulusal ve yerel basın sayfalar dolusu haberler yaptı. Yaşanan ölümcül kaza sonucu başsağlığı dışında haber yapmak taraftarı değildim. Ancak ulusal basında ve TV’lerde Bülent Kerimoğlu’nun saf ettiği sözleri duyunca ister istemez bende görüşlerim paylaşmak istedim.
Kerimoğlu’na yakışmayan Sözler
Sabah Gazetesi internet sayfasında manşet atmış “CHP'li Başkan Kerimoğlu ana-avrat küfür etti” tv haberlerinde duyuyoruz, Kerimoğlu bağırıyor “gel ulan, buraya gel ulan” sözlerini sarf ederken görüntülerde gördüğüm 8-10 kişinin engellemeye çalıştığı saldırgan tavrı bir anda aklıma Tosun Paşa filminin ünlü repliklerinden biri olan “Bırakın küçük damadı” sözlerini getirdi. Tv görüntülerinin ve sarf edilen sözlerin neresinden, nasıl bakarsan bak Bakırköy Belediye Başkanına yakışmayan sözler olduğunu görüyoruz. Bu nahoş sözlere maruz kalan kişi Bakırköyspor Vakfı Tesis Müdürü Alper İnanç. Alper İnanç bu sözleri haketti mi derseniz sanmam, Bülent Kerimoğlu’nun bu tür davranışlarına daha öncede şahit olmuştuk. Kerimoğlu yanında çalışan çaycı Anıl Koç isimli görevli arkadaşı makamında önce kendisi, sonra korumalarının dövdüğü iddiasıyla gündeme bomba gibi düşmüştü. O dönemlerde de ulusal ve yerel basın konuyla ilgili sayfa sayfa haberler yapmıştı. Aynı konuyu bende Ataköy Gazetesinde köşeme taşımıştım. Bilgi tazelemek isteyenler linki tıklayıp yazımı okuyabilir. http://www.atakoygazete.com.tr/yilmazbacaci1512.html
Alper İnanç; Mağdurum
Sabah Gazetesinin “CHP'li Başkan Kerimoğlu ana-avrat küfür etti” manşetini okuyunca inanmak istemedim. İddia ve söylentiler üzerinden haber yapmak tarzım olmadığı için haberi doğrulamak adına Alper İnanç’ı aradım ve sordum. Verdiği cevap, evet abi aynen haberde yer aldığı gibi küfür etti. İyi de Alper sana durduk yerde niye küfür etsin ki dediğimde olayın detayını “Sabah erken saatlerde vakıfta ki arkadaşlardan biri telefonla arayarak kaza sonucu bir işçinin öldüğünü haber verdi. Bende apar topar vakfa gittim. Yerde yatan arkadaşı görünce bir anda neye uğradığımı şaşırdım. O esnada Belediye Başkanı geldi. Bende kendisine bu olayın sorumlusu sensin. Defalarca söylememize rağmen yıkımla ilgili güvenlik önlemlerini almadınız dedim. Kerimoğlu bana dönerek buraya gel dedi. Bende konuşmak istediğini düşünerek yanına doğru yürümeye başlatınca bir anda koruma ve belediye görevlilerinin oluşturduğu insan koridoru içinde kaldım. Kerimoğlu banana doğru yürüyerek 'ben kimim lan sen biliyor musun' dedi. Sonrasında bana ana avrat küfür ederek 4-5 yumruk attı. Kerimoğlu’nun hamlesinden sonra korumaları ve zabıtalarda vurmaya başladı. Bu arbede de benim dışımda birkaç arkadaşımda dayaktan nasiplerini aldı. Hatta arkadaşlarımdan birinin kaşı yarıldı. Haklıyken haksız duruma düşmemek için fiziksel saldırılara karşılık vermedim. Olay sonrası hastaneye giderek rapor aldık. Bülent Kerimoğlu hakkında şahsıma yaptığı hakaret ve saldırıyla ilgili şikayette bulunacağım” şeklinde anlattı. Hiçbir şey insan hayatından önemli değildir. Yeri gelmişken sormak lazım, İnanç’ın söylediklerine bakılırsa yeterli güvenlik önlemi alınmamış. Bende soruyorum, sayın Kerimoğlu, yıkım alanında iş sağlığı güvenlik uzmanınız var mıydı? Ben olmadığını düşünüyorum. Olsaydı vefat eden Mustafa Yılmaz ne baretsiz olur, ne de yıkım makinasına o kadar yakın mesafede olurdu.
Yorum Haber : Yılmaz BACACI
