Görgüyle Büyüyen İnsan
İnsanın mayası, çocukluğunda yoğrulur. O maya, görgüyle, edeple, hayâ ile yoğrulduysa ömür boyu şekil alır, yön bulur. Görgüyle büyüyen bir insan, ne kadar yükselirse yükselsin, ayağını yerden kesmez; çünkü bilir ki köksüz ağacın gölgesi olmaz.

Gülsüm İldeniz Yaşama Ayna Tutmak
gildeniz59@gmail.com - 0532 496 7090
İnsanın mayası, çocukluğunda yoğrulur. O maya, görgüyle, edeple, hayâ ile yoğrulduysa ömür boyu şekil alır, yön bulur. Görgüyle büyüyen bir insan, ne kadar yükselirse yükselsin, ayağını yerden kesmez; çünkü bilir ki köksüz ağacın gölgesi olmaz.
Bugün şımarıklık, görgüsüzlük, kibir ve gösteriş; ne yazık ki çağın vitrininde süslenmiş birer meta hâline getirildi. Oysa görgüyle büyüyen insan, vitrine değil, kalbine ayna tutar. Nerede nasıl duracağını, hangi sözün hangi kalbi inciteceğini bilir. Sesini yükseltmez ama gerektiğinde sözünün ağırlığıyla yer titretir.
Eskilerin boşuna söylemediği bir söz vardır: “Asil azmaz, bal kokmaz.” Bal kokarsa bal olmaktan çıkar, asil bozulursa asaletinden. Görgüyle büyüyen kişi, kendini ne parayla, ne makamla, ne de kalabalığın alkışıyla kaybetmez. Onun asaleti soyundan değil, özünden taşar.
Şımarıklık, aslında eksikliğin sesidir. İçinde boşluk taşıyan insan, onu kibirle doldurmaya çalışır. Oysa görgüyle büyüyen, boşluğunu fazlalıkla değil, olgunlukla tamamlar. Gözünde malın değeri, gönlünde insanın değerini gölgelemez.
Bugün toplumun en büyük ihtiyacı; görgüyü, edebi, ölçüyü yeniden hatırlamaktır. Çünkü görgü, insana insanca yaşamayı öğretir. Birine yol verirken, sofrada ekmeği bölerken, sözü söylerken, sevgiyi gösterirken kendini belli eder.
Ve işte o vakit insan, gerçek zenginliği bulur: Gösterişle değil, sadelikle; kibirle değil, tevazuyla… Görgüyle büyüyen insan, hayatın hangi rüzgârına tutulursa tutulsun, şımarmaz; çünkü edep, onun en büyük pusulasıdır.