Güçlü Kadınların Sessiz Yorgunluğu

Toplumun geleneksel erkeklik anlayışı, hâlâ çoğu zaman güçlü, kendinden emin, dürüstçe konuşan kadınları tehdit olarak algılıyor. Bu kadınlar; lafını sakınmayan, zekâsını cesaretiyle harmanlayan, hayatı sorgulayan ve çözen kadınlardır. Onlara duyulan hayranlık çoğu zaman dillendirilmez, çünkü bu kadınlar kolayca yönlendirilemez, kandırılamaz.

Fakat bu dıştan sert görünen kadınların iç dünyasında; çocuk kalmış, kırılgan bir yürek taşır. Hayal kırıklıklarıyla şekillenmiş, defalarca güveni sarsılmış, kimi zaman aldatılmış, kimi zaman görmezden gelinmiş kadınlardır. Zamanla savunma mekanizmaları güçlenir, şüpheleri artar, sınar, test eder karşısındakini…

Bu kadınlar sıradan bir erkek istemez. Kendinden daha akıllı, daha güçlü ama bir o kadar da şefkatli, sahiplenen ve güven veren bir erkek ararlar. Ancak çoğu zaman karşılaştıkları; aynı kalıptan çıkan, derinlikten uzak ilişkiler olur. Umutla başladıkları her yol, hayal kırıklığıyla biter.

Ve bir noktadan sonra… Seçim yaparlar. Umut etmeyi değil, yalnızlığı seçerler. Çünkü bilirler ki yalnız kalmak, kendini değersiz hissettiren bir ilişkide olmaktan çok daha onurludur.

Bu yazı, toplumda görünmeyen kadınların sesidir. Onları anlamak; sadece bireysel değil, toplumsal bir farkındalık gerektirir. Gerçek eşitlik, güçlü kadınları bastırmakla değil; onları oldukları gibi kabul edip yanlarında durmakla mümkün olur.