30 Haziran 2025 - Pazartesi

Evliliğe Sıcak Bakmayan Bir Kuşak: Gençler Neden Tereddütlü?

Günümüzde gençlerin evliliğe olan mesafeli duruşu artık bireysel bir tercih olmaktan çıkıp, toplumsal bir göstergeye dönüşmüş durumda. Eskiden hayatın doğal bir aşaması gibi görülen evlilik, artık birçok genç tarafından sorgulanıyor, erteleniyor hatta tam

Yazar - Gülsüm İldeniz Yaşama Ayna Tutmak
Okuma Süresi: 3 dk.
Gülsüm İldeniz Yaşama Ayna Tutmak

Gülsüm İldeniz Yaşama Ayna Tutmak

gildeniz59@gmail.com - 0532 496 7090
Google News
 
Günümüzde gençlerin evliliğe olan mesafeli duruşu artık bireysel bir tercih olmaktan çıkıp, toplumsal bir göstergeye dönüşmüş durumda. Eskiden hayatın doğal bir aşaması gibi görülen evlilik, artık birçok genç tarafından sorgulanıyor, erteleniyor hatta tamamen reddediliyor. Peki neden?
Her şeyden önce, gençlerin güven duygusu ciddi bir darbe almış durumda. Boşanma oranlarının artması, çevrede görülen sağlıksız evlilikler ve aldatma hikâyeleri, evliliği bir “güvenli liman”dan çok, fırtınalı bir deniz gibi gösteriyor. Birçok genç, “Ben de böyle bir sonla karşılaşacaksam, hiç başlamayayım” düşüncesinde.
Ekonomik kaygılar da bu mesafeli duruşun bir diğer büyük sebebi. Barınma krizi, işsizlik, hayat pahalılığı… Tüm bu yüklerin üzerine bir de düğün masrafları, ev kurma telaşı, çocuk sahibi olma gibi sorumluluklar binince, evlilik cazibesini yitiriyor. Gençler artık aşkı yaşarken bile bütçesini hesaplamak zorunda kalıyor.
Bir diğer önemli başlık ise bireysel özgürlük. Günümüz gençleri, önce kendini tanımayı, kişisel gelişimi, seyahat etmeyi, kariyer yapmayı ve kendi potansiyelini keşfetmeyi önceliyor. Evlilik ise hâlâ birçok gencin gözünde fedakârlık, sorumluluk ve özgürlük kaybı ile eş anlamlı.
Toplumsal cinsiyet rolleri de ciddi bir sorgulama sürecinden geçiyor. Kadınlar artık yalnızca eş ya da anne olma rollerine indirgenmeyi kabul etmiyor; erkekler ise “eve ekmek getiren güçlü adam” kalıbına sıkışmak istemiyor. Bu durum, geleneksel evlilik modellerini de sorgulatıyor. Gençler daha eşitlikçi, esnek ve adil ilişkiler arıyor. Bulamazlarsa hiç evlenmemeyi tercih ediyor.
Öte yandan dijital çağın yüzeyselliği, derin bağ kurmayı da zorlaştırıyor. Sosyal medya, flört uygulamaları ve “hızlı tüketilen” ilişkiler, duygusal bağları zayıflatıyor. Gençler, gerçek bir yakınlık kurmadan, yalnızlığa alışıyor ve bu konfor alanından çıkmak istemiyor.
Ve son olarak; aile yapılarının değişimi. Evlenmeden birlikte yaşamak, çocuk sahibi olmak ya da yalnız yaşamayı seçmek artık daha kabul edilebilir hale geldi. Evlilik, geçmişte olduğu gibi “tek yol” değil. Alternatif yaşam biçimleri, gençlerin önünde artık daha meşru seçenekler olarak duruyor.
Bu tabloyu bir “aile kurumu çöküyor” alarmı olarak görmek yerine, bir dönüşümün işareti olarak okumak gerekir. Gençlerin evliliğe uzak durması, değer yoksunluğundan değil; daha sağlıklı, adil ve gerçek ilişkiler kurma arzusundandır. Sorulması gereken soru şudur: Toplum olarak gençlere bu tür bir evlilik zemini sunabiliyor muyuz?
Güvenin, eşitliğin, saygının ve ekonomik istikrarın olduğu bir ortamda; evlilik yeniden anlam kazanacaktır. Ama önce, bu yeni kuşağın ihtiyaçlarını ve kaygılarını anlamaya gönüllü olmamız gerekiyor.
Gülsüm İldeniz
Sosyolog & Aile Danışmanı
 
#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Köşe Yazıları