21 Eylül 2025 - Pazar
Suçu Bastırmanın Çirkefliği
İnsanın en zor yüzleşmesi, kendi hatalarıyla olandır. Çoğu zaman aynaya bakmak yerine başkasına parmak sallamak kolay gelir. Hatalarımızı kabul etmek yerine, karşımızdakini çirkeflikle suçlayarak kendimizi temize çıkarma yoluna gideriz.
Yazar - Gülsüm İldeniz Yaşama Ayna Tutmak
Okuma Süresi: 2 dk.

Gülsüm İldeniz Yaşama Ayna Tutmak
gildeniz59@gmail.com - 0532 496 7090İnsanın en zor yüzleşmesi, kendi hatalarıyla olandır. Çoğu zaman aynaya bakmak yerine başkasına parmak sallamak kolay gelir. Hatalarımızı kabul etmek yerine, karşımızdakini çirkeflikle suçlayarak kendimizi temize çıkarma yoluna gideriz.
Oysa bu tutum, gerçeği değiştirmez. Bir insan kendi suçunu bastırmak için karşısındakine saldırdığında, sadece kendi zayıflığını ele verir. Çirkeflik, haklılık göstergesi değil; acziyetin en çıplak halidir.
Hayat bize defalarca gösteriyor: Suç örtülmez, bastırılmaz, yok sayılamaz. Eninde sonunda hakikat, bir yolunu bulup ortaya çıkar. İnsan, ne kadar başkasını karalamaya çalışırsa çalışsın, vicdanının sessizliği içinde kendi suçunu en derin yerinde taşımaya devam eder.
Asıl güç, “Evet, hata yaptım” diyebilmekte saklıdır. Çünkü hatayı kabul eden insan, aynı zamanda değişimin ve olgunluğun da kapısını aralar. Suçu bastırmaya çalışan ise, kendi karanlığında kaybolur.
Toplumsal ilişkilerde de, aile içinde de, iş hayatında da bu kural hiç değişmez. İftiralar, çirkeflikler, saldırılar geçici bir sis perdesi yaratır. Fakat sis dağılır, hakikat kalır.
Kendimizle yüzleşmek cesaret ister. Ama işte tam da o cesaret, insana huzuru getirir. Çirkeflikle bastırılan her suç, kalpte daha büyük bir yük olur. Oysa dürüstçe kabul edilen her hata, insana hem güven hem de saygınlık kazandırır
Yorumlar (0)
Tüm Yazıları