26 Eylül 2025 - Cuma
Yaş Almanın Ayrıcalığı
Toplum olarak yaşlanmayı çoğu zaman bir kayıp, bir eksilme, bir gerileme olarak algılıyoruz. Aynaya baktığımızda gördüğümüz kırışıklıkları, saçlarımızdaki beyazları ya da bedenimizin yavaşlamasını bir tehdit gibi hissediyoruz.
Yazar - Gülsüm İldeniz Yaşama Ayna Tutmak
Okuma Süresi: 2 dk.

Gülsüm İldeniz Yaşama Ayna Tutmak
gildeniz59@gmail.com - 0532 496 7090Toplum olarak yaşlanmayı çoğu zaman bir kayıp, bir eksilme, bir gerileme olarak algılıyoruz. Aynaya baktığımızda gördüğümüz kırışıklıkları, saçlarımızdaki beyazları ya da bedenimizin yavaşlamasını bir tehdit gibi hissediyoruz. Oysa yaşlanmak, sanılanın aksine bir kayıp değil, herkese nasip olmayan büyük bir ayrıcalıktır. Çünkü yaş almak, hayatta kalabilmenin, deneyim biriktirmenin ve olgunlaşmanın en somut göstergesidir.
Richard Gere’in şu sözleri bu gerçeği çok güzel özetliyor:
“Yaşlanmaktan dolayı üzülme, çünkü bu herkesin tatma şansına sahip olmadığı bir ayrıcalıktır. Genç bir ruhla hayatta kalmak ise, son nefese kadar mutluluğun tadına varmanın sırrıdır.”
Genç bir ruh… Aslında tam da burası hayatın sırrı. Yaş ilerlerken genç ruhu korumak; merak etmeyi, öğrenmeyi, sevmeyi, kahkaha atmayı sürdürmek demektir. Beden yaşlanır, ama ruhun genç kalması elimizdedir. Çünkü ruh genç kaldıkça insan, hayatın içindeki neşeyi, heyecanı ve umudu kaybetmez.
Aile içinde de bu bakış açısına çok ihtiyacımız var. Çocuklar büyürken, ebeveynler yaş alırken, kuşaklar arasında köprü kurmanın yolu işte bu genç ruhtur. Torunlarıyla oyun oynayan bir büyükanne, teknolojiyi merakla öğrenen bir dedenin genç ruhu, hem kendisine hem çevresine yaşam enerjisi katar.
Yaşlanmayı bir korku değil, bir kazanım olarak görmeyi öğrendiğimizde; hayatın her evresi bize yeni bir armağan sunar. Asıl mesele; ruhu diri, kalbi umutla dolu, aklı merakla canlı tutabilmektir.
Yorumlar (0)
Tüm Yazıları