20 Aralık 2025 - Cumartesi

Ahlak Söylemi, Gizli Hayatlar ve Toplumsal İkiyüzlülük

Son dönemde basına yansıyan; muhafazakâr kimliğiyle bilinen çevrelerden gelen isimlerin adının uyuşturucu, grup seks partileri ve benzeri skandallarla anılması, basit bir “adli vaka” olmanın çok ötesinde bir anlam taşıyor.

Yazar - Gülsüm İldeniz Yaşama Ayna Tutmak
Okuma Süresi: 2 dk.
Gülsüm İldeniz Yaşama Ayna Tutmak

Gülsüm İldeniz Yaşama Ayna Tutmak

gildeniz59@gmail.com - 0532 496 7090
Google News

 

Son dönemde basına yansıyan; muhafazakâr kimliğiyle bilinen çevrelerden gelen isimlerin adının uyuşturucu, grup seks partileri ve benzeri skandallarla anılması, basit bir “adli vaka” olmanın çok ötesinde bir anlam taşıyor. Bu haberler bize bireysel sapkınlıklardan ziyade, toplumsal bir çelişkiyi gösteriyor.

Muhafazakârlık, kamusal alanda ahlak, namus, edep ve sınır kavramları üzerinden güçlü bir söylem kurar. Ne yapılacağı kadar, neyin asla yapılmaması gerektiği de yüksek sesle vurgulanır. Ancak sosyoloji bize şunu öğretir: Bastırılan her şey yok olmaz; sadece biçim değiştirir.

Arzu, merak, haz ve özgürlük ihtiyacı insan doğasının parçalarıdır. Bu ihtiyaçlar sağlıklı, şeffaf ve sorumluluk alanlarında yaşanamadığında; gizli, kontrolsüz ve daha uç davranışlara evrilebilir. Uyuşturucu, gizli partiler ve çift hayatlar çoğu zaman özgürlükten değil; baskıdan, ikiyüzlü normlardan ve hesap vermezlikten beslenir.

Burada asıl soru şudur:
Ahlakı en yüksek sesle savunanlar, neden aynı ahlakın sorumluluğunu kendi yaşamlarında taşımakta zorlanıyor?

Bu tür haberler muhafazakârlığın kendisini değil; ahlakı bir kimlik vitrini haline getiren anlayışı ifşa eder. Denetleyen ama kendini denetlemeyen, öğüt veren ama örnek olmayan, kamusal ahlak bekçisi olup özel hayatında sınırsızlık yaşayan yapıları görünür kılar.

Toplumların ahlaki çöküşü, değerlerin yokluğundan değil; değerlerin araçsallaştırılmasından başlar. Ahlak, başkalarını kontrol etmek için kullanılan bir sopa haline geldiğinde; bireyin kendi iç denetimi ortadan kalkar.

Sonuç olarak mesele “kim yaptı” değildir.
Mesele, ahlakı söylemde kutsallaştırıp yaşamdan koparan sistemlerdir.

Gerçek ahlak; yüksek sesle konuşulan değil, kimse bakmıyorken de sürdürülebilen bir duruştur.

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Tüm Yazıları
Köşe Yazıları