14 Mayıs 2021 - Cuma
GÖRÜN ARTIK...
Yazar - Reşit Sermet Elçi ANLAYANA
Okuma Süresi: 4 dk.
Reşit Sermet Elçi ANLAYANA
sermetelci@yahoo.com - 0532 593 38 44
Öncelikle şunu belirtmek isterim ki, biraz önce İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'dan bayram kutlama mesajı aldım. Telefonumu nereden edindiğini bilmiyorum ancak "kendisi ile uzaktan yakından bir tanışıklığım olmadığını, kendisini hiç görmediğimi, ilişkim olmadığını, bu nedenle de kendisine cevap dahi yazmadığımı" tüm kamuoyunun bilmesini isterim.
Bu açıklamayı neden yaptığıma gelince de...
Bakarsınız bir gün birileri çıkar, "sana mesaj atmış, nereden tanıyorsun, ilişkiniz ne düzeyde" diye sorar. Belli mi olur? Burası Türkiye...
Hazır İçişleri Bakanı demişken, son günlerde basında yer alan haberler üzerine, kendisi "Sedat Peker ile hiçbir ilişkisi ve teması olmadığını" açıklamış hatta bu konuda çok iddialı taahhütlerde de bulunmuş.
İyi de o zaman kendisine sormak gerekmez mi?
* Sedat Peker'e resmi koruma polisini kim verdi?
* Eğer tanımadığı halde koruma polisi verdiyse, o zaman kimin talimatı ile verdi?
Bence kendisi öncelikle bu soruları cevaplamalıdır.
Bu arada eski İçişleri Bakanlarından biri de, ben olmasaydım "....... Marina" ya mafya çökerdi demiş.
Yani marinanın işletmeciliğini alarak marinayı mafyanın ele geçirmesini engellediğini söylemiş.
Bu durumda İçişleri Bakanına şu soruları da sormak gerekmez mi?
* Ülkedeki marinalara mafya mı çöreklenmiş durumda?
* Eski İçişleri Bakanı güvenlik ve asayişle ilgili bir konuda hangi yetkisi ile böyle bir açıklama yapabiliyor?
* İçişleri Bakanlığının görevlerini kendi başına yapma yetkisini nereden alıyor?
Bu sorularımızı da sorduktan sonra biz gene dönelim "Sedat Peker" olayına;
* Düne kadar meydanlarda bile konuşmasına izin verilen, kürsüden tehditler savuran, devletin yetki ve sorumlulukları kapsamına giren konularda açıklama yapan Sedat Peker şimdi ne oldu da, "Organize Suç Örgütü" lideri oldu. Oldu ise bir günde mi oldu?
* Madem "Organize Suç Örgütü" lideri idi, İçişleri bakanlığı kendisine koruma polisi verirken bunu bilmiyor muydu?
* Bu aynı Abdullah Çatlı ile halay çeken üst düzeyde görevli bir polisin "ben kendisini başka biri sanıyordum" demesine benzemedi mi?
* Sedat Peker'in iddiaları üzerine eski meclis başkanı Cemil Çiçek "binde biri doğruysa felakettir" demiş.
Peki Sedat Peker'in söylediklerinin tümü yalan ve iftira olabilir mi?
Buna cevap vermeden -bence- önce söylediklerinde adı geçen şahısların geçmişte basına dahi yansıyan olaylarını bir düşünün... ondan sonra yanıtlayın.
Şayet Sedat Peker'in iddiaları doğruysa kendisinin "son kullanma tarihimi" doldu?
Dolmasının nedeni MHP'nin kanatları altında olan -kim olduğunu ne olduğunu herkesin bildiği, aynı yolun "eski yolcusu" olabilir mi?
Neyse konuyu daha fazla uzatmaya gerek yok...
Anlayanlara, anlamak isteyenlere bu kadarı yeter.
Yeter de...
Esas bu iktidara destek veren inançlı, dürüst, namuslu, ülkesini seven, doğrudan yana olanların gerçekleri görmesi gerekiyor.
Lütfen görün artık...
Yorumlar (0)
Tüm Yazıları