21 Ağustos 2021 - Cumartesi

NE ZAMAN?

Yazar - Reşit Sermet Elçi ANLAYANA
Okuma Süresi: 3 dk.
Reşit Sermet Elçi ANLAYANA

Reşit Sermet Elçi ANLAYANA

sermetelci@yahoo.com - 0532 593 38 44
Google News

CB-AKPGB katıldığı bir canlı yayında, sel ve yangın ile ilgili soruları cevaplarken;
"....... Söylemeye gönlüm razı olmuyor ama söylemem lazım" diyerek, "Biz ne zaman bir ve beraber olacağız?" diye sormuş.
O zaman bizim de kendisine sormamız gerekmez mi?
* İktidara geldiği günden beri, toplumu ayrıştırmak için her türlü girişimde bulunan, düşüncelerinden, yazdıklarından ötürü insanları hapislerde çürüten, "terörist" ilan eden, insanları birbirlerine -hasım hale getirecek- her türlü açıklamayı yapan... kendisi ve başında olduğu AKP iktidarı değil mi?
Ayrıca;
Yangın felaketlerinde zararın büyümesinin başlıca nedeninin, -iktidar olarak yangın söndürme filosu kurmamaları, mevcut filoyu atıl hale getirilmeleri- olduğunun farkında değil mi?
* Sabotaj olduğu söylenen yangınlarda -istihbarat zafiyeti- olduğunu bilmiyor mu?
* Sel felaketinin büyümesine neden olan, "dere islah çalışmaları kapsamında"...
Dere yatağının küçültülmesi, çevresinin imara açılması, kaçak olarak yapılanların -para toplamak için çıkartılan- "imar affı" ile yasallaştırılması, başında olduğu AKP iktidarının "marifetleri" değil mi?
* Hesapsız yapılmaktan dolayı yıkılan köprüler, çöken yollar AKP iktidarının sorumluluğunda değil mi?
"Biz ne zaman bir ve beraber olacağız" diye sorarken;
İktidar olarak, ülkede yaşanan yangın ve sel felakatlerindeki sorumluluklarını yüklendiler, "özeleştiri" yaptılar da, biz mi duymadık.
Bu nedenlerle ekranda gazeteciler aracılığıyla -muhalefete- "biz ne zaman bir ve beraber olacağız" sorusunu, -ülkeyi bu hale getirenler olarak- önce kendisine, sonra da partisine sorması gerekmez mi?
Ayrıca hatırlarsanız;
CB-AKPGB Bülent Ecevit'i -"hastalığı nedeniyle ülke zarar görüyor" düşüncesiyle- "haklı olarak" istifaya davet etmişti.
"Haklı olarak" davet etmişti de...
"Gün ola devran döne demişler"... 
Yıllar geçti bugünlere geldik. Her ne kadar saklanmaya çalışılsa da;
CB-AKPGB'nin yürürken adımlarına hakim olamadığını, yalpaladığını, konuşurken söyleyeceklerini unuttuğunu, çok fazla duraksadığını hatta ekranda konuşurken, kendinden geçip, uyukladığını görmeyen yok. Bunların bir "hastalık" belirtisi olduğunun da herkes farkında.
Yakın gelecekte -"hastalığı nedeniyle ülke zarar görüyor" düşüncesiyle- "haklı olarak" istifaya davet edilme sırası, sanırım kendisine gelecek.
Eee hayat böyle bir şey...

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Tüm Yazıları
Köşe Yazıları