12 Ocak 2021 - Salı
BASIN ÖZGÜRMÜŞ...
Yazar - Reşit Sermet Elçi ANLAYANA
Okuma Süresi: 2 dk.
Reşit Sermet Elçi ANLAYANA
sermetelci@yahoo.com - 0532 593 38 44
CB-AKPGB 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü dolayısıyla yayınladığı mesajda, "Türkiye olarak, basın özgürlüğünden hiçbir zaman vazgeçmeyeceğiz" demiş.
Demiş ama, sonra da bir ekleme yapmış; "bu kavramın istismar edilmesine de asla müsaade etmeyeceğiz."
İşte zurnanın "zırt" dediği yer, tam da burası...
"Basın özgürlüğünün" istismar edilip, edilmediğine kim, nasıl karar verecek?
Örneğin, iktidarı eleştirenler, yapılan yanlışları, suistimalleri, yaşanan yolsuzlukları yazanlar, "basın özgürlüğünü" istismar edenler kapsamına giriyor mu?
Gazeteci kökenli CHP milletvekili Çakırözer’in hazırladığı rapora göre, Türkiye’de 68 gazeteci yeni yıla cezaevinde girerken, 2020 yılında gazeteciler en az 479 kez hakim karşısına çıkmış, 78 gazeteci gözaltına alınmış, 25’i tutuklanmış.
2 televizyon kanalı 5’er gün karartılırken, bir başka televizyon kanalı ise 26 günlük yayın hayatına -iktidarın siyasi baskıları sonucu- veda etmek zorunda kalmış.
5 gazeteye de 2020 içinde toplam 333 gün ilan kesme cezası verilmiş.
Siyasi iktidar, yayınlarından rahatsız olduğu basın kuruluşlarına karşı ‘vergi silahını’ da kullanarak, Sözcü gazetesine, OdaTv’ye ve Evrensel gazetesine para cezaları yağdırmış.
Demek ki, iktidara göre bunların hepsi, "basın özgürlüğünü" istismar etmiş.
Bir ülkede yargı iktidara bağlı ise, iktidar bu bağlılıktan yararlanarak yargıya müdahale ediyorsa, kamuoyunun büyük bir kısmı haklı olarak yargıya güvenmiyorsa, televizyon kanalları siyasilerin bir kısmına ambargo uyguluyorsa, o ülkede "basın özgürlüğünden" bahsetmek, "abesle iştigal" olmaz mı?
Ayrıca ben kendimi bildim bileli, bu ülkede "basın özgürlüğü" olmadı.
Dilerim bir gün "özgür basına" kavuşur, "basın özgürlüğü" ile tanışırız.
Tekrar görüşene dek kendinize çok iyi bakın. Sevgiyle kalın...
Yorumlar (0)
Tüm Yazıları