26 Aralık 2021 - Pazar
KİMSENİN HAKKI YOK
Yazar - Reşit Sermet Elçi ANLAYANA
Okuma Süresi: 3 dk.
Reşit Sermet Elçi ANLAYANA
sermetelci@yahoo.com - 0532 593 38 44
Ülkenin geleceğini düşünen tüm muhalefet partilerinin, ülkeyi iktidarın başından ve iktidarından kurtarmak için, -ideolojik ve politik farklılıklarını bir kenara bırakıp- bir araya gelmeleri gerektiği bir ortamda...
İktidar partisinin erimeye başladığı, hatta orta kademe yöneticilerinin partiden istifa etmelerinin beklendiği bir ortamda...
İktidarın başının zaman kazanmak ve gerçek dışı toplumsal algı yaratmak için çabaladığı, kendisine bağlı kurumların akıl dışı, ön hazırlığı yapılmamış teoriler ürettiği, birbiri ile çelişen açıklamalar yaptığı, kelimenin tam anlamıyla çuvalladıkları bir ortamda...
Edirne F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın “Ben muhalefetin ortak adayı olsam cezaevinden bile seçim kazanırım. Dışarıda ise birileri halen bu üçkağıtçı, dolandırıcı iktidarın halkı kandırıp seçim kazanabileceğine inanıyor. Halka güvenin, yüzünüzü yoksullara dönün. Yan yana durmaktan korkmayın ve miting meydanlarını doldurun. Merak etmeyin, biz varız. Birlikte kazanacağız, mutlaka kazanacağız” dediği bir ortamda...
Sonuç olarak daha önce de yazdığım gibi -ideolojik ve politik farklıların bir kenara bırakılıp- BİRLİK olunması gerektiği bir ortamda;
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Kürdistan lafından ben de rahatsız oluyorum. Benim ağzımdan duydunuz mu hiç?" diyerek, içinde bulunduğumuz koşullarda, "gündem dışı" bir tartışmayı başlatması ne denli doğru?
Gün rahatsızlıkların tartışılacağı gün mü?
Şayet kendisinin ve CHP'nin politikalarıyla ilgili rahatsızlıklar yok sanıyorsa, partisinde ve CHP'li belediyelerde yaşananların bilinmediğini, görülmediğini sanıyorsa yanılıyor.
Susuyorsak, yazmıyorsak, ülkemizi sevdiğimiz için susuyoruz, yazmıyoruz.
Yeri ve zamanı olmadığı için dile getirmiyoruz.
Ülkesini seven ve geleceğini düşünenler olarak, aynı hassasiyeti kendisinin de göstermesini beklemek sanırım en doğal hakkımız.
"Tıpış tıpış gidip oy vereceksiniz" dediğini hiçbirimiz unutmadık.
Dilerim bundan sonra kimseyi "mecburcu" sanıp, ülkenin geleceğini riske atacak açıklamalar yapmaz.
Buna kimsenin "hakkı" yok.
Yorumlar (0)
Tüm Yazıları