26 Ocak 2021 - Salı

"KİTABINA UYDURMAK" DEMEK BU MU?

Yazar - Reşit Sermet Elçi ANLAYANA
Okuma Süresi: 3 dk.
Reşit Sermet Elçi ANLAYANA

Reşit Sermet Elçi ANLAYANA

sermetelci@yahoo.com - 0532 593 38 44
Google News

CB-AKPGB'nin imzalaması ve resmi gazetede yayınlanması üzerine, eski İstanbul Cumhuriyet Baş Savcısı ve "çiçeği burnunda" Yargıtay üyesi İrfan Fidan'ın Anayasa Mahkemesi Üyeliğine seçilmesi kesinlik kazandı.
Lütfen yanlış anlaşılmasın, kendisi için "Çiçeği burnunda" Yargıtay üyesi dememin nedeni, daha iki ay önce Yargıtay üyeliğine atanmış olması...
Bu arada herkes biliyor ki, Anayasa'da AYM üyeliği için Yargıtay'a kontenjan ayrılmasının temel nedeni -hiç kuşkusuz- seçilecek üyenin deneyiminden yararlanmak için...
Bu nedenle de, bugüne kadar seçilen üyelerin Yargıtay'daki görev süreleri ortalaması 9,5 yıl iken, daha "alışma süresi"nde olan İrfan Fidan -2 ayda- nasıl bir "Yargıtay deneyimi" edindi de AYM üyeliğine seçildi? 
İnsan bu soruyu sormadan edemiyor değil mi?
Yoksa bu görevlendirme de, diğer bir çok görevlendirmede olduğu gibi "siyasi" bir görevlendirme mi?
Yargıtay'a atanması da yeni "hukuk reformu" kapsamında, "işi kitabına uydurmak" için yapılmış bir atama mı?
Neyse ki, eski İstanbul Baro Başkanı Turgut Kazan sözünü esirgememiş ve "İrfan Fidan’ın AYM üyesi yapılmasında Anayasa'ya karşı çok açık bir hile yapılmıştır" demiş.
Fidan'ın Yargıtay üyeliğinin sadece -58 gün- sürmesine rağmen en yüksek oyu alarak AYM'ye seçilmesi tartışmalarına, muhalefetin tepkilerine Turgut Kazan;
"Fidan'ın seçilmesi Anayasa'ya karşı hile yoluyla yapılmış bir tercihtir. AYM'ye Yargıtay'dan seçilecek olanların seçilme nedenleri, Yargıtay  birikimlerinden yararlanmaktır. AYM Yüce Divan sıfatıyla yargılama yapabilen bir mahkemedir. Bu nedenle de AYM'de Yargıtay deneyimi olanların bulunması düşünülmüş ve kontenjan ayrılmıştır. Bu doğru bir düzenlemesidir ama bu olayda Anayasa'ya karşı çok açık bir şekilde hile yapılmıştır" diyerek konuya açıklık getirmiş.
Ayrıca daha önce de hileli atama yapıldığını söyleyen Turgut Kazan, Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanı, Binali Yıldırım'ın Ulaştırma Bakanı olduğu dönemde, Alparslan Altan'ın da -Anayasa Mahkemesi raportörü olabilmesi için- önce Denizcilik Müsteşar Yardımcılığı'na atandığını ve bu atama sayesinde raportör seçilmesinin sağlandığını hatırlatmış.
Turgut Kazan, tüm bu atamalar sonucunda, Anayasa Mahkememizin nasıl bir oluşuma sürüklendiğini ise -Kemal Gözler'in diliyle söyleyeyim- diyerek, bunlar "Anayasa Mahkemesine veda harekâtıdır" demiş ve konuya noktayı koymuş.
Bunun üzerine söylenecek bir şey var mı? Var...
Teşekkürler Turgut Kazan, iyi ki varsınız...
Tekrar görüşene dek sevgiyle kalın...

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Tüm Yazıları
Köşe Yazıları